Üyelik müzakereleri bu şartlarda yeniden başlayamaz
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın NATO Zirvesi’ndeki AB’ye üyelik çıkışı tartışmaları alevlendirirken yeni bir çarpıcı açıklama geldi.
Erdoğan, geçen hafta NATO zirvesi öncesi Atatürk Havalimanı'nda yaptığı açıklamada, “Türkiye’yi Avrupa Birliği kapısında 50 yılı aşkın zamandır bekleten bu ülkelere buradan sesleniyorum. Ama Vilnius’ta da sesleneceğim. Önce Türkiye’nin Avrupa Birliği’nde önünü açın, biz de Finlandiya’da olduğu gibi İsveç’in önünü açalım” demişti. Bu açıklamalar, uzun süredir askıda olan AB’ye üyelik süreciyle ilgili tartışmaları bir anda alevlendirmişti.
İsveç’e yönelik itirazlarını geri çeken Erdoğan, NATO Liderler Zirvesi’nin ardından “İsveç, bizim AB’ye tam üyeliğimize ve gümrük anlaşmasının yenilenmesine destek verecek” ifadesini kullanmıştı.
TÜRKİYE RAPORUNA KİMSE İTİRAZ ETMEDİ
Son olarak Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi, Türkiye’nin üyelik müzakerelerinin şu anki şartlarda yeniden başlayamayacağını, bu nedenle AB ve Türkiye ilişkilerinin farklı bir düzlemde ilerlemesi gerektiğini açıkladı.
AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, sosyal medya hesabından Türkiye ile ilgili hazırlanan son raporun dış ilişkiler komitesinde aleyhte hiçbir ret oyu kullanılmadan kabul edildiğini duyurdu. Son oylamanın eylül ayında yapılacağı rapora 47 lehte oy kullanılırken 10 üye çekimser kaldı.
Euronews Türkçe’nin aktardığı habere göre, raporda halihazırdaki politikalar değişmediği müddetçe üyelik sürecinde ilerlemenin mümkün olmadığı belirtilirken, çıkmaza giren ilişkilerin düzelmesi ve işbirliğinin artırılması için paralel ve gerçekçi bir düzlem bulunması tavsiyesinde bulunuldu.
DEMOKRASİ VE İNSAN HAKLARI VURGUSU
Raporda Türkiye’nin bir aday ülke, bir NATO müttefiki ve güvenlik, ticaret, ekonomik ilişkiler ve göç konusunda stratejik bir ortak olduğu vurgulanırken Türkiye’den demokratik değerlere, hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına saygı göstermesi beklendiği belirtildi.
Raporda ayrıca Türkiye’den İsveç’in NATO üyeliğini geciktirmeden onaylaması istenirken bir ülkenin NATO üyelik sürecinin başka bir ülkenin AB üyeliği süreciyle bağlantılı olmadığını altı çizildi.